Kızgınım kendime. Bilmiyorum kızımın dünyasında kaç cam kırığı bıraktım, ruhunu ne kadar zedeledim, çocukluğunu ne kadar kanattım, anneliğini ne kadar karaladım
Kalbimde çoktan varolan, karnımda büyütmek istediğim ve ömrüme yaymaya amade olduğum bir canı "kim ne der" demeden bitek içimden geçti diye koyuverdim buraya
Başkaları size bişey diyemez, ağzının payını alır. Ama ya çocuğunuzsa size bazen birşey bazen çok şey diyen? Ne yaparsınız? Asar mısınız, keser misiniz?
Çocuklar kadar bir anne yüreği için de daha zorlu bir dönem başlıyor. Artık yavaştan yavaştan hayatın inişli çıkışlı yollarına uğurlama vakti geldi yavrucukları
Bugün biraz yağmur atıştırıyor İstanbul'un sokaklarından birinde. Bir evin camı damlalarla doluyor. İki kadın pencerenin buğusundan dışarıyı seyrediyor biri
Mektup yazmayı herkese selam edip büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öpmeyi istiyorum bu günlerde. Özellikle bu bloğu yazmaya başladığımdan beri