Eşim bana "sen karışma, kapa çeneni" diye bağırsa oturup ilişkimizi bi gözden geçiririm. Vay beee der efkarlanırım. 6 yılda bu hale geldik demek ki derim zır zır ağlarım. Sonra çenemi kapayıverir bikaç gün susarım daha doğrusu onun bana bu sözü unutturup kendini affettirecek yaklaşımına kadar beklemede kalırım.
Eğer rahatsız olduğum bir durum tartışmaya vardıysa insan ilişkilerine ve davranış şekillerine çok önem veren biri olarak işi 'kapa çeneni' noktasına getirmem. Yapım gereği çocuklar duymasındaki İdil gibi sakince, kelimeleri seçe seçe ağzımdan yanlış birşey çıkmamasına dikkat ederek konuyu belirtirim.
Ama kendini savunması hakaretten öteye varamayan bana göre bir zavallıya denk gelmişsem de boş durmam tabi. Ne terbiyesizliği kalır bende ne ahlaksızlığı. Saygısızlığından başlar, insanlığından nasibini almamış cümlesinden çıkar tartışma akışına göre bir yol çizerim kendime. Karşıdan gelen tepkiye göre sesimin tonu, kelimelerimin dakikadaki çıkma hızı artsada sözcüklerim hep saygı tonunda kalır. His olarak bi yumruk çakarak karşımdakinin çenesini benim kapatmak aklımdan geçse bile medeni yönümle üstesinden gelirim bu duygumun. Zaten böyle insanlarla tartışılmayacağı gibi aslında biryere varılmayacağını da bildiğim için çok fazla ne sinirimi bozmaya ne de zamanımı harcamaya değmeyeceğini bilirim.
Peki 6 yaşında kelime haznesi henüz sizinkinin yarısına bile belki ulaşmamış, boyu belinizi geçmemiş, hala burnu aktığında sümükleri ağzına giren, poponuzdan ayrılmayan çocuğunuzdan duyarsanız bunu? Hadi bakalım tilki mi kibar maymun mu? "Sen kim oluyorsun" desen kim olduğu ortada işte küçücük bacaksız her zaman çaktıramasan da canının parçası bişey karşındaki. İlişkini gözden geçirmeye kalksan, e hadi anlaşamadığına karar ver, yollarınızı dostça ayırın, mümkün mü bu? İçindeki "bugünleri de mi görecektim" gibi birçok duygu fırtınasını saniyenin 4 te birinde atlatmaya çalışır yada geçikmemişsen içinden 10 a kadar sayar keçilerini uğurlayıp öyle başlarsın söze. Birde becerebilirsen örnek annelik rolü sergiler "doğru anne kurallarını " uygularsın. Yok efendim ona bu durum karşısındaki üzüntünüzü ifade edin, empati kurmasını sağlayın, gerektiğinde bir öyküyle destekleyin (siz yerin dibine girin ama) onu rencide etmeden hatasını anlamasını sağlayın falan.
Bu arada bunları yazarken düşündüm de yeni bir anneik tanımı daha edindim kendime "anne olmak biyerde de sen olamamaktır aslında."
Neyse eee sonra...
İyi anne olma gücünü kendinizde bulamayıp ama sıpacığınızı da üzmek istemiyorsanız Vuslat odana git daha sonra konuşacağız der attığınız bakışla da mesajı verirsiniz. Aradan biraz aman geçer ve odasında kalmaktan sıkılan Vuslat konuyu farketmese de kızgın olduğun mesajını alıp her zamanki çözüm yolunu kullanır. Ortasında kendisinin olduğunu ifade ettiği insanımsı bir şekil ve etrafı kalplerle süslenmiş bir resimle çıkar gelir yanına. Kaşlarını kaldırıp boynunu hafif öne eğdiği duruşuyla yüreğine giden yolu çoktan bulmuştur. Ve her zamanki gibi mutlu son. Senin pençelerini çıkarmış aslan kesilen yanını okşayıverir iki yamuk yumuk çizgi parçası ve o tatlı muşmula suratı.
İşin gerçeğini de söyleyim mi? Ne kadar kaba görünürse görünsün sana ait olandan duyduğun o söz hayatında sana denilen yada denilecek olan "kapa çeneni" lerin en masumu en affedilesidir. Annesin ya sen işte orada başkadır herşey, duygulara tepkin de dahil olmak üzere.
Bu Yazı: Bir anne bakışı oluyor, biraz torpil yapıyor. Bazen neyin değil kimden sorusunun ne kadar önemli olduğuna, ne geldiği değil kimden geldiğinin bizdeki yansımasına ayna tutuyor.
0 yorum
Yorum EkleYorumunuz