Bugün kreşe Vuslat'ı almaya giderken yaşlı bir amca yanıma yaklaştı ve "Yolda kaldım Allah rızası için yol parası ver bana" dedi. Hani yardım isteyen boş çevrilmez öğretileriyle büyüdük ya çoğumuz, yada "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" hadisini kılavuz bildik ya kendimize gerçekten yolda kaldı mı durdup düşündüm o anda. Ufff ahh şu güvensizlik... Keşke inanabilseydim söylediklerine. Öyle bi zamandayız ki kimin gerçekten ne olduğunu bilemiyoruz. Amca para isteyince bir sürü gel git yaşadım kendi içimde. (Aslında bunlar hepimizin her zaman karşılaştığı durumlar ama bazı insanlar etkiliyor işte beni.)
Kızgın yanım: Seda prim verme şunlara geç git, dedi.
Güvensiz yanım: Hadi bir iki lira ver de boş çevirmemiş ol, dedi.
Duyarlı yanım: Yanına kadar sokuldu demek ihtiyacı var bi 20 lira çıkar da günlük ihtiyacını bari gidersin adamcağız, dedi.
Temkinli yanım: Durağa kadar yanında git otobüse bindir ve yol parasını da o anda eline ver dedi.
derken ne kadar düşündüysem ben durumu bir karara bağlayamadan adamcağız yanımdan çekti gitti.
Cami önlerinde, sokak aralarında, orada burada o kadar dilenen insana rastlıyoruz ki aralarında çaresiz biri var mı, yada bunların hangisi işi meslek haline getirmiş her zaman anlamak mümkün olmuyor. Bende para isteyen insanlar arasında kendimce "Para istemekte zorlanıyor mu, çalışma gücü olamayacak bi görüntüde mi, peşpeşe dualar sıralayacak kadar alışkın mı duruma, yoksa mahçup bir tavırda mı" gibi kriterler belirledim. Para vermeden önce bunları anlamaya çalışıyorum. Hııı bunlar ne kadar işe yarar yada ne kadar saçma yoruma açık tabi. Gerçekten çaresiz ve ihtiyacı olan birinin yanından vurdumduymaz olarak geçip gidiyor olmak hiç doğru gelmiyor bana. Bunun tam aksi olarak niyeti kötü insanlarca bu hassas duygumun kullanılması yada bu işi meslek haline getirmiş insanları güçlendirmek, prim vermek de istemediğim bir durum. Söylenmez böyle şeyler ama güvenebileceğimiz derneklere gücümüz yettiğince katkıda bulunmaya çalışıyoruz herkes gibi ama şu sokaklarda karşılaştığım insanlar her defasında vican muhasebesi yaptırıyor bana.
Bu konuda daha önce iyi deneyimlerimin olmaması da beni negatif yönde etkiliyor açıkcası. Bir defasında elinin yüzünün pamukluğuna aldandığım başka bir yaşlı bir amca para istemek için yanıma yaklaşmıştı yine. Konuşmak istedim onunla, halini anlayım dinleyim istedim. Bana kimsesiz olduğunu falan anlatınca da hadi beni evine götür dedim. Bir taraftan da eşime haber verdim böyle böyle ben amcayla gidiyorum soruyum soruşturuyum gerçekten ihtiyacı varsa hergün bir tas yemek versem elime yapışmaz diye. Eşim tabiki hoşlanmadı ve "Tanımadığın bilmediğin yerlere gitme nasıl güveneceksin kimdir nedir bilmiyorsun" gibi şeyler söyledi. Neyse ben kararlıydım, birşeyler yapmak istedim amca için. Biz bir süre yol gittik ve benim tanıdığım bildiğim yerlerden bir hayli uzaklaştık. Daha sonra ben aslında buralarda oturmuyorum gibi şeyler söylemeye başlayıncada işin içinden çıkamadım ve Seda vazgeç bu kahramanlıklardan deyip çaresiz evimin yolunu tuttum.
Bir dönemde de bir yardım derneğinde gönüllü olarak görev aldım. Nasıl kriterlerde, ne yardımı yapılıyor daha yakından görmem için iyi oldu bu. Yardım için başvuran ailelerin evleri özel görevlilerce ziyaret ediliyor. Evin şartlarından ev halkının şikayetlerine, yaşam şekline, mutfak erzağına kadar bir inceleme yapılıp gerekli görülen miktarda gerek burs, gerek kira, gerek eşya yada kıyafet yardımında bulunuluyor. Bu ev inceleme durumunu önce yadırgamıştım, incitici olduğunu düşündüm. Ama bana üstlerinde yadım için para veren ailelerin sorumluluğu olduğunu dolayısıyla verilen paraların gerçekten ihtiyacı olan ailelerin eline geçeceğine emin olmak adına bunun yapılması gerektiğini söylediklerinde de haklı buldum.
Sokaklarda kim olduğunu bilmediğimiz insanlara yaptığımız yardıma nazaran güvenilir derneklerce gerçekten yardıma ihtiyacı olduğu tespit edilmiş ailelere yardım etmek bana göre çok daha eftal.
Bu yardım olaylarının farklı bir yönü daha var ki bir kısır döngüdür gidiyor. Evet duyarsız olmayalım yada devletten beklemeyelim herşeyi. Elimizden geldiğince bizde dokunalım başka bir hayata.Yalnız kime, kimden, ne zamana kadar yardım? Keşke mümkü olsa da başka boyutlara taşınabilse bu durum. Paradan ziyade iş imkanı sağlama, iş garantili ücretsiz meslek edindirme kursları gibi olanaklar artırılabilse. Hoş benim bu nacizane önerilerim köklü geçmişe sahip dilencilik kavramını ortadan kaldırıverir mi bilinmez.İşte böyle. Yardım etmek sorun değil de dediğim gibi ahh şu güvensizlik olmasa. Birileri para isterken yüzlerine bakmadan mı geçelim, geçiştirmek için bir iki lira mı verelim eline, ben yardımımı derneğim aracılığıyla yapıyorum zaten kardeşim rahatlığıyla yola devam mı edelim? Yoksa çocuklarımıza bazı öğütleri verirken yeni zaman şartlarına uyarlayıp "yardım edeceksin ama...", "duyarsız olmayacaksın ama...", "insanlara güveneceksin ama..." lı maddeler mi ekleyelim?
1 yorum
Yorum Ekle"Gerçekten ihtiyacı olan utanır isteyemez" Diye bir sözü vardı Hz Ali ra'nın yanlış hatırlamıyorsam. Gelelim konuya Paranın nereye gittiğini bilmek sana bağlı değil sen ihtiyacı var olarak düşün parayı ver sorumluluk senden gitsin. Güvenmesende cebindeki bozukları ver şahsen öyle yapyorum...
Yorumunuz