Anneliği Öğrenirken

EvliliÄŸimdeki kadın olma konusunda yaÅŸadığım acemilikleri anlatmıştım size.

Ya benim gibi bir annenin kollarında hayata gözünü açan minik kızıma ne demeli. Ona da en büyük özrü en büyük teÅŸekkürü borçluyum galiba. Çünkü kızım evliliÄŸiminizin ilk yılı henüz dolmamışken aramızdaydı. Anlayacağınız ilk evlilik yıldönümü yemeÄŸimizde Vuslat bebek arabasına kurulu (çünkü mama sandalyesi kullanamaycak kadar ufaktı) fonda inga mingalarla bize eÅŸlik ediyordu.

Annelik yüzde seksen içgüdüsel olsada ev hanımlığından bihaberdim o zamanlar. Acemilik günlerimin yoldaşı oldu kuzum bana. YüreÄŸimin öğrettiÄŸi annelikle büyüttüm onu. Çok okudum çok anladım dinledim. Ama kalbim bu doÄŸru dedi onu yaptım, kalbimin istemediÄŸi davranıştan kaçtım. 

Bazen hatalar yapıp kendi sahip olmak istediklerime kaydım ona yaklaşımımda. Aman ÅŸunu demesinlere kulak astım bazen, kimi zaman unuttum çocuk olduÄŸunu. Kavga da etsek, kızsak da birbirimize, küssek de hiç sorgulamadı anneliÄŸimi.

"Kapa çeneni"lerden "hayatıma karışma"lı, "senin mi hayatım benim mi hayatım"lı azarlamalarına maruz kalsam da, "ben bu hayatta hiç gülemeyecek miyim" isyanlarına ÅŸahit olsam da bizim cadının hep "iyiki sen benim annemsin" dedi, "meleÄŸim" dedi bana. Sadece beni istedi yanında. Ben aÄŸlattığımda bile sarılıp aÄŸladığı ben oldum çoÄŸu zamanda. Beni hep en iyi, en deÄŸerli, en önemli, en vazgeçilmez, dünyanın en mükemmel insanı hissettirdi o tertemiz kalbi ve saf duygularıyla.

Dedim ya daha iyiyim ÅŸimdi. Öğrendiklerimle, kendime eklediklerimle, hatalarımla, iyikilerimle, keÅŸkelerimle mutfakta, kadın olmak da, akraba ziyaretlerinde ve anne olmak da... Kıvırdım iÅŸi, terfi oldum sanki. 

Åžimdi evlensem yapmam dediklerim var. Vuslat'a yaklaşımımda da hakeza öyle. Geride bıraktığım günlerin ardından kendime aaaaaaaa! yerine voooooow! dedirtecek kadar yol aldım galiba (saÄŸolsun eÅŸimin hep en mükemmeli oldum ama eÅŸ dost iÅŸte normalde bile torba olmayan ağızlarını büzemiyorken biÅŸeyden anlamaz hallerimde bayaÄŸ gündem oldum sanırım kendilerine) 

Peki yeniden anne olsam... DediÄŸim gibi bir dolu madde birikti bu altı yıl süresince. Onların hepsini uygulamak isterdim. Bir bebek istemenin heyecanı hevesi o kokuya özlemi ayrı konu ama geçen onca zaman sonra nasıl bir anne olacağımı görmek adına bile bir bebeÄŸim olsun istiyorum. AnneliÄŸimi şöyle bir temize çekiyim. Bakıyım bi görüyüm nasıl anne olmuÅŸ bu anne. Mutlaka bitmeyecek öğreneceklerim, mutlaka eklenecek yine keÅŸkelerim ama elde avuçta olanlar bir çıksın ortaya.

Örneğin şimdi doğmuş olsaydı Vuslat;

  • Onu oyuncaklara boÄŸmak yerine tencere tava herÅŸeyi verirdim eline. DoÄŸal oyuncakları olsun, hayal gücünü kullanıp birÅŸeyler geliÅŸtirsin isterdim.
     
  • Ä°stediÄŸi ÅŸeylere ulaÅŸması konusunda biraz zorluk yaÅŸatırdım ona. Elindekinin avucundakinin deÄŸerini bilsin diye.
     
  • Televizyondan uzak tutar Pepee kardeÅŸle tanıştırmazdım.
     
  • Memeden kesme dönemi için diÅŸimi biraz sıkıp daha emme süresini 1,5 dan 2 seneye tamamlardım. Aramızdaki bu özel baÄŸda daha uzun olsun saÄŸlıktı anne sütüydü ne gerekiyorsa alsın diye.
     
  • Yemek çeÅŸitliliÄŸi konusunda daha ısrarcı olurdum. Bitek uçakla kalmaz helikopter, uzay mekiÄŸi, marmaray, F16 ne bulursam aÄŸzına aÄŸzına uçuÅŸ yaptırırdım(sanırım bu konuda fazla saygılı davrandım kararına, çok fena yemek seçiyor bizim cadı.)
     
  • Bazen mahalle baskısından etkilenip bak sana böyle diyorlar diye çocuÄŸumun sağını solunu didiklemezdim.
     
  • Hayatın her zamanında olması gerekiyor o ayrı ama özellikle bebeÄŸin zihinsel fiziksel saÄŸlığı ve sütün kalitesi adına çok daha özenli ve saÄŸlıklı beslenme gayretinde olurdum.
     
  • Ayak da sallamaya alıştırmama konusunda daha azimli bir dreniÅŸ sergilerdim.
     
  • Beraber yaptığımız aktivitelerde montessori eÄŸitimine yoÄŸunlaşırdım.
     
  • Hani ÅŸu bebek ÅŸekeri, hoÅŸgeldin kartları, bez pastaları gibi eften püftenleri ben de yapar, başıma "Vuslat'ın annesi" tacı takardım:))


Yine olsa;

  • Yine 3 yaşında kreÅŸe gönderirdim. Kim ne derse desin ben yararını gördü zararını görmedim.
     
  • Yine dünya dolusu kitap alırdım.
     
  • Yine emzik vermezdim (viyak ciyak biraz zorlasa da erken konuÅŸmasında çok etkili olduÄŸunu düşünüyorum bu ince ayrıntının.)
     
  • Yine saatlerce onunla konuÅŸurdum.
     
  • Yine poposunu ısırıdım.
     
  • Yine yanımda yatırırdım.
     
  • Yine dudağından öperdim.
     
  • Yine aman Vuslat onu dağıttın, aman Vuslat bunu yırttın, aman Vuslat üzerin kirlendi diye ne çaresiz üzüntülere girer ne de Vulsat'ın çocukluÄŸunun önüne kurukafa koymazdım. (Bırbır dırdır edecekseniz bizim evin halini görmenizi de tavsiye etmem açıkcası)

Öğrenirken çok şey öğretti minik kızım bana. Teşekkür ederim ona yaptırabildikleri için bana, ve özür dilerim yapamadığım kadarı için ona.

Bu Yazı: bir annelik öyküsü. Bu yazı masum bir çocuk kalbinin iyi bir anneye sahip olma derdinde olmamanın lüksünü yaşıyor. Büyütürken büyüyor, bu yazı, tecrübeleriyle, anneliÄŸiyle, öğrendikleriyle, gördükleri ve duyduklarıyla... Bu yazı kollarında kızıyla anne oluyor aslında.


 

Etiket :  annelik , tecrübe , olgunlaÅŸmak 

0 yorum

Yorum Ekle

Yorumunuz

  1.