Sizin dünlerde bıraktığınız, kalbiniz aynı yerde kalsa da adımlarınızı uzaklaştırdığınız, resimlerine bakarken iç geçirdiğiniz şimdi yanınızda olmasını istediğiniz yada telefonu elinize aldığınızda bütün uzaklıkları yakın edebileceğiniz biri oldu mu? Hani 'Film Gibi' diye bir program vardı bir vakit, birbirinden ayrı kalanları buluyor, küsleri barıştırıyordu falan. Şimdi kapınız çalsa ve birisi elinde bir zarfla size mektup var diye çıksa karşınıza. Bir köşede devam etmeyi bekleyen bir hikayeniz var mı? Size mektup göndermesini istediğiniz, yapamadığınız yada yapmak istediğinizle karşıma çıksa keşke dediğiniz bir isim eklendi mi hiç yaşam notlarınıza?
Vardı benim. Karşılıklı çocukluk, doğrusu tam bir saçmalıkla zamansızca rafa kaldırılmış ama hiç tozlanmamış bir dostluk hikayem duruyordu hayatımın biyerlerinde. Yediğim her kısırla aklıma gelen, birdaha kimsenin suratına kahkaha atarken çay püskürtemediğimde özlemini çektiğim, içinde ufak okul kaçamaklarından evlilik hikayelerine, çoluk çocuk sorunlarından yemek tariflerine kadar bir dolu yaşanmışlığım olduğu bir 15 yılım alıp başını gidivermişti sanki.
İşte tam bugün ansızın gelen bir telefonla tekrar aralandı benim hikayemin sayfaları. Dedim ya bir dostluk hikayesi. Biraz mahçup geldi telefondaki ses ve biraz mahçup cevap verdim bende gelen sese. Biz birbirimizi değil dostluğumuzu üzmüştük çünkü ve utanmışlığımız, yüzümüzü öne eğdiğimiz, bakışlarımızı kaçırdığımız bize değil bizi bağlayan o duyguyaydı aslında.
Dünlerimi emanet ettiğim, en güzel anılarıma ortak kıldığım, kahkahalarına eşlik ettiğim, gözyaşlarımı omzuna bıraktığım o insan telefonumun diğer ucunda ve hayatımın yine her satırını okuma hevesindeydi. Bana göre zaten yeri kalbimde ve başımın en üzerindeydi.
Şimdi dizlerinde biraz yara var dostluğumuzun. Canı acımış da yüzüne bakan olmamış sanki. Ama biliyorum sarıcaz biz onu, saatlerce süren vıdı vıdılarımız giderecek suskunluğunu. Dünümüz ışık olacak yarınımıza. Benimki çok şekerli olan bir kahve eşlik edecek sohbetlerimize. İki laf az gelir bize, bütün hepsinin belini bükeceğiz biz çocukların izin verdiği, işin gücün olmadığı gecelerde.
İki yıl geçmiş aradan. Bir dolu sözcük birikmiş cümle olmayı bekleyen. Gidenler olmuş, hayata katılanlar... Bir çocukluk hayalimiz hala aynı kalmış bizim kapı komşusu olduğumuz, çocukları beraber büyütüp çarşı pazar dolandığımız, benim ne telaşım varsa aynısı onda da karşılık bulan. Hiç nokta koymamışcasına devam ettik nerde bıraktıysak oradan.
Şükürler olsun ki yüreğimdeki o ince sızıyı hissetmeyeceğim artık. Arkadaş şarkılarını keyifle söyleyecek, lise fotoğraflarımı yine meydana çıkaracak, üniversite fotoğraflarımın arasına katacak, biriktirdiğim dostluklarıma gururla bakacağım. Kalbimin dost yanına sarılacak, arkamı döndüğümde kendime kızmayacağım.
Doğumgünüme 15 kala en anlamlı bir hediyeyle yeniden hayatıma giren, iyiki geldin sen.
Bu yazı:nın ağzı kulaklarında çünkü bir yitiğine kavuşuyor. Bu yazı çok kıymetli çünkü içinde kıymetlisini taşıyor.
0 yorum
Yorum EkleYorumunuz